30 Mart 2014 Pazar

Bir Ses, Bir Nefes ...

Merhaba,

Dünyada ve ülkemizde bir çok adli olaylarda ses ve görüntüler içinde yer alan sesler olayların sonuçlanması için gereken tek kanıt olabilmektedir.

Sesler sahip oldukları karakteristik özellikleri, analiz teknikleri ve çeşitli yöntemler uygulanarak diğer seslerden ayırt edilmeye çalışılmaktadır. Ses analiz işlemi genel olarak sübjektif ve objektif olmak üzere iki yöntem ile incelenmekle birlikte çok yönlü ve kapsamlı bir işlemdir.

Bunlardan sübjektif olan ses tanımada bilinen ve kullanılan en eski yöntemdir. Burada, konuşanın sesi kişinin konuşma özelliklerindeki benzer yönler dinlenerek tanımlanması işlemi olarak adlandırılır.

Dünyada bilinen en eski ses vakası İncilde yer almaktadır(Yaratılış, 1996).
Burada İshak ve Esav isimli iki  mağdur ile Rebeka ve Yakup isimli iki suikastçinin konu olduğu olay yeralmaktadır.

ABD'de ise 1861 yılında koyunlarını öldürdüğü iddasıyla bir köpeğin dava edildiği olayda mahkeme "eğer bir insan, sesinden tanınabiliyorsa bir köpek de sesinden tanınabilir" şeklinde bir karara varılmış ve mahkemece köpeğin sahibine öldürülen koyunların parasının ödenmesi yönünde sonuca bağlanmıştır.

Sübjektif metoddan ,objektif metoda geçiş ilk olarak 2. dünya savaşı sırasında olmuştur.
Bu dönemlerde kasetçalarlar, bilgisayar ve elektronik dünyasındaki gelişmelerle hız kazanmıştır.
İkinci dünya savaşı sırasında radyo operatörlerinin sesleri karşılaştırılarak askeri birliklerin yerlerinin ve hareket alanlarının tespit edilmesi yönünde çalışmalar olmuştur.

Dünyada ses inceleme alanında bu tip gelişmeler olurken bizde ise durum tek yönlü işlemekteydi... :) :(  Şöyleki; Osmanlı saray, yalı ve son dönemlerde dünya kültür mirası listesine giren Safranbolu evlerinin içlerinde yer alan küçük havuzlar bulunmaktadır. Bu havuzlar misafir ağırlanan kısımda bulunur ve amacı konuşulanların etrafça duyulmamasını sağlamaktır.
İnsanlar seslerini suyun şırıltısına göre ayarlarlarmış.

Bu tip su seslerinin halen günümüzde ses uzmanlarının sesler üzeründeki gürültü temizlenmesinde en çok zorlandıkları materyallerden biri olduğu bilinmektedir... Yani anlaşıldığı üzere bizde çok uzun yıllardır ses üzerine çalışmaların en büyük payı sesi analiz etme değil mümkün olduğunca anlaşılmaz kılınması yönünde olmuştur... Bilimsel olarak analiz etmeye gerek olmadığını bu son olaylardada gördük zaten.  Çok şükür ki bir dinlemeyle konuşmacıların kim olduğunu çözen bir sürü insanımız (uzmanımız) var. :) ::((

Ses konusunda çığır açan ve çok yankı uyandıran en büyük olay 1970'li yıllarda ABD başkanı  Nixon'un o döneme konu olan davasında yer alan ve kasetlerin birindeki yaklaşık 18 DK. lık bir ses kaydının çözülmesiyle yaşanmıştı. Bu olay bundan sonraki diğer olaylara emsal teşkil eden araştırmaların ortaya çıkması ile sonuçlanmıştır.

Olayın kısa özetini buradan okuyabilirsiniz. --> http://www.soundonsound.com/sos/jan10/articles/forensics.htm

Ayrıca olayın genel ve teknik raporlarının yer aldığı o dönemki orjinal dökümanlara bakmanızıda tavsiye ederim. --> http://www.aes.org/aeshc/docs/forensic.audio/watergate.tapes.introduction.html

Şuan teknolojinin ilerlemesiyle her iki yöndede gelişmeler yıldırım hızıyla devam etmektedir.
Yani bir tarafta casus ses ve görüntü dinleme cihazlarının mesafesi arttırışırken, diğer yanda bu cihazlara karşı bariyer olan ve herkesin çok yakından bildiği "Jammer" lardır. Aşağıda bazılarının isimlerini sıraladığım cihazların her biri yarın on belkide yirmi kat daha gelişmiş halde piyasada olacaklar.

Verici Tespit Cihazı
Casus Verici Tespit Cihazı Pro
Frekans Göstergeli Verici Tespit Cihazı
izli Kamera Avcısı
Gizli Kamera Engelleyici
Profesyonel Lazerli Casus Bulucu Gizli Kamera Tespit Cihazı
Lazerli Gizli Kamera Tespit Cihazı
Mini Dedektör
Mini Kamera Dedektörü
Multi Casus Tespit Cihazı
Profesyonel Casus Avcısı
Ses Bozucu Jammer
Taşınabilir Telefon Dinleme Cihazı Yakalayıcı
Telefon Dinleme Cihazı Yakalayıcı
Telefon Koruyucu
Verici Tespit Kalemi

Bunların içinde en basiti yukarıdada yazdığım gibi (Osmanlı'dan kalan :) ) "Jammer"  lara kısaca değinelim; Sinyal boğucu (Sinyal karıştırıcı, Sinyal bozucu, jammer), bir alıcı-vericı sistemde aradaki iletişim ortamını bozmaya yarayan alete denir. Genellikle alıcıyı (çoğunlukla radyo) hedefleyen kuvvetli bir vericidir.

Sinyalin taşınma şekli en sık elektromanyetik dalga olmak üzere ses, ışık (UV'ten IR'de kadar) de olabilir. Alıcının duyarlı olduğu band aralığında yüksek güçte sinyal yayınını yaparak alıcının giriş katının tüm band için baskılanmasını sağlar ve alıcıyı "sağırlaştırır". Sinyal boğucu, alıcıda seçicilik ve duyarlılık özelliklerini hedef alır. Q faktörü yüksek alıcılar, bu tür engellemelere karşı daha dirençlidirler.

Pratik uygulamaları oldukça fazladır:
Topluluk içinde kişilerin yüksek sesle radyo-tv dinlemelerini engellemek.
Sinema, konser, tiyatro gibi cep telefonlarının kullanımının uygun olmadığı ortamlarda düzeni sağlamak için.
Uzaktan kumandalı aletlerin engellenmesi.
Uzaktan kumandalı bombaların erken tetiklenmesi ya da engellenmesi.
Binanın dışında kullanılarak elektronik kalkan olarak kullanılması (iç iletişimin gizlenmesi).
Güvenlik kameralarının engellenmesi (lazer ya da elektromanyetik alan ile).
Polis hız dedektörünü engelleme.
Askeri ya da sivil radarları engelleme (Askeri ortamlarda karşı tarafın iletişimini engellemek.)
Mikrofonları engelleme (ses ile).

Kaynak --> http://tr.wikipedia.org/wiki/Sinyal_bo%C4%9Fucu

Günümüz teknoljisinde bu vb. cihazların fiyatları 80-90$'dan on binlerce $'lık cihazlar satılmaktadır.
Tabi bu arada şununda altını önemle çizmek isterim; Şirket adına bile olsa alacağınız cihazın profesyonellik düzeyi ülkemizde ve dünyada çeşitli güvenlik birimleri tarafından sorgulanmakta ve takip edilmektedir.!!!

Yani benim param ve merakım var deyip X marka cihazı almanız sakıncalı olabilir.!
Büyük şirketlerin GMD, CIO vb. üst düzey kişilerin yada ülkelerin siyasi, askeri düzeydeki şahısların yaşadıkları veya bulundukları mekanları önceden istenirse o anda ses ve görüntü güvenliği hizmeti veren profesyonel firmalar bulunmaktadır.
(Bu tip üst düzey cihazların kullanımı bu şirketlerce kullanılmaktadır...)

Her ne düzeyde olursa olsun şu ata sözümüzü asla unutmayalım; "Hırsıza Kilit Olmaz.!"
Yani eğer biri yada birileri sizi dinlemek yada görüntülemek istiyorsa bunu mutlaka yapacaktır.
Çünki sizi kovalayanın tek bir işi vardır oda sizi dinlemek yada görüntülemek.
Diyeceksinizki bende başka bir ekip tutar bunu engelletirim.
Evet doğrudur. Ancak, bunu nekadar devam ettirtebileceksiniz? Çünkü bu profesyonel bir hizmet olduğundan ödeyeceğiniz parada bir süre sonra sizin gözünüze batmayabaşlayacak ve bu nedenden dolayı bir yerde açık verecek ve aifşe olacaksınız...

Bu süreklilik sadece askeri ve devlet üst düzey makamları için sorun olmayabilir. Hatta bu bir gerekliliktir.!!! Çünkü bu bir milletin yada devletin üst düzey tüm sırlarının afişe olması demektir.!!!
Hangi açıdan bakarsanız bakın bu bir üst düzey güvenlik sorunudur.!
Bu gibi üst düzey alanlarda kullanılan son teknolojiye ait bir çok ekipman bulunmakta ve kullanılmaktadır.

Ancakkkk, şunu önemle belirtmeliyim ki bu cihazlar mutlaka ama mutlaka yerli malı olmalıdır.!!!
Yani bu teknolojiyi içerde geliştirip kullanmak bu işin birinci ve olmazsa olmazlarından biridir.
Bir düşünün son teknoloji ürünü bir cihazı X ülkeden bu amaçla satın aldınız diyelim ve devletin yada ülkenin  yerli en büyük şirket yöneticileri yada birokratları, askerleri kullanıyor olsun. Bu cihazı biz üretmediğimizden dolayı %100 olarak güvenlikten söz edemeyiz. Belkide bu konuşmalar yada görüntüler şuan bizim bilmediğimiz bir frekans ve başka bir şifrelemeyle cihazı satın aldığımız ülkeye de gönderiliyor olabilir. Yada her konuşma başladığında X ülkeye bir sinyal gönderip oradan birinin bizim konuşmamızın arasına girip dinlemesine olanak sağlıyor olabilir...!!!

Kendi Kriptolu telefonlarımızı ve kendi Jammer'larımızı yapmalı ve mutlaka onları kullanmalıyız.
Tabi bunları yaparken ilgili kripto key'lerini ( şifre anahtarlarımız ) çok ama çok sıkı korumalı ve düzenli kontrollerden geçirmeliyiz. Bunlar için ciddi prosedürler hazırlanıp eksiksiz uyglanmasını, olası aksaklıklarda belki de tüm adımları baştan kontrol etmeliyiz. Hatta bu aksaklığın olduğu aşamada ki kurum, kuruluş, kişi yada kişilere ağır cezalar uygulanmalıdır.!!!

Her ne düzey de güvenlik olursa olsun birinci ve en büyük etkenin her durumda insan oğlu olduğunu unutmayalım. Bir çok makale ve yazıda şunları görür ve hepsinin cevabınında "hayır" olduğunu okursunuz.

Telefonlar dinlenebilir mi? Casus yazılım uzaktan kurulup müdehale edilebili rmi? Kriptolu telefonlar dinlenir mi? Cep telefonu yada çekilen bir fotoğraf yada video'dan kişi yada kişilerin yeri tespit edilebilrimi? Tabi bu soruları çoğaltmak mümkün. Şuan  yüzde yüzü olmasa bile yukarıda sorduğum sorularının hepsinin cevabı EVET'tir.

Benim gocunacak bir şeyim yok, kim istiyorsa dinleyebilir yada beni görüntüleyebilir diyorsanız
yukarıdaki her şeyi unutabilir istediğiniz güzel telefonu alıp rahatça kullanabilir bol, bol poz verebilirsiniz...

Unutmayalım, "En Büyük Güvenlik Zafiyeti İnsanın Kendisidir."

Saygılarımla,
@ziz BİLGİLİ - 30/03/2014